Biz bu adamı destekliyoruz.

14 Eylül 2011 Çarşamba

BASMANIN TARİHİ GELİŞİMİ


Kumaşların renklendirilmesi genellikle boyama veya baskı tekniğiyle

gerçekleştirilir. Bu nedenle "...basmacılığı, bölgesel bir renklendirme olarak tanımlayabiliriz. Bundan binlerce yıl öncesinde, kumaşların, doğal inorganik pigmentler kullanılarak renklendirilmesini, basmacılığın başlangıcı olarak kabul edebiliriz" (Öztürk, 1988:4).
Reyhan Kaya'nın eserinde basmadan "yazma" olarak bahsedilmektedir. "Yazma", kumaş üzerine elle resmedilerek veya tahta kalıplarla basılarak resmedilmiş kumaşlara verilen isimdir.
Batı literatüründeAlmanca (Zeugdruck), İngilizce (Block Printing), Fransızca (L'estampage) olarak adlandırılan kalıp baskı sistemi bizde "Yazmacılık" adını alır. Görüldüğü gibi konu, adlandırılmasını kendi yapısından almaktadır " (Kaya, 1988:9).
Başka bir kaynağa göre ise, boyama genel anlamda, tekstil materyalinin tek renk ile renklendirilmesidir. Basma ise tekstil materyalinin (belirli bir desenin) bölgesel olarak tek veya çeşitli renklerle boyanmasıdır(Yakartepe, 1995:127).
Yunanlı tarihçi Heredot M.Ö. V. yüzyılda, Hazar Denizi kıyılarında yaşayan kavimlerin, kısa ömürlü bir boyama türü olan doğal pigmentlerin çeşitli yapıştırıcılarla birlikte, kumaş üzerine fırçayla sürülmesiyle hayvan figürlerinden oluşan kompozisyonlarla giysilerini süslediklerini anlatmaktadır(Öztürk, 1988:4).
(M.Ö. 63 -19) Yunanistan'da Hint baskısı kumaşlar bilinmekteydi. Vasco De Gama'nın Hindistan seferi basmacılık tarihinde yeni bir çağın başlangıcı sayılmaktadır.1500 yıllarında ilk defa renkli pamuklu Hind kumaşları Portekiz gemileriyle Avrupa'da büyük ilgi görmüş; artan isteklerin karşılanabilmesi yeni bir endüstrinin gelişmesine yol açmıştır. Mısırlılar wacsh , reservaj ( mumla gizleme), "batik" de dediğimiz bu teknik ile kumaşa balmumu ile desen çizildikten sonra boyamışlardır. Bu günümüz rezerve baskının temelini oluşturmaktadır (Öztürk,1988:4, Şengül, 2006:2 ).
Bu basit boyama tekniklerinden sora insanlar daha iyiyi ve güzeli arama içgüdüsüyle tahta kalıplarla baskıyı "...pozitif baskı..." (Kaya, 1974:29) bulduklarını görmekteyiz.Tahta kalıplarla baskı, günümüz basmacılığının ana kaynağı olmuş, istenen desenler kumaş üzerine çeşitli boyalarla basılmıştır.Bu kalıplar zamanla geliştirilerek üzerine madeni kalıplar çakılarak ".aerograf." (Kibar, 1998:5) denilen kalıplar bulunmuştur.

Kumaşı fırça ile boyayıp, kalıpla basarak desenleme Mısır'da Abbasi ve Fatimiler'de görülmektedir.Avrupa'da tahta kalıpla baskı tekniğindeki ilk gelişmeler XI.-XII. yüzyıllar arasında olmuştur (Kaya, 1988:14).
Günümüzde kumaşların renklendirilmesi boyama veya basma fabrikalarında gerçekleştirilmektedir. Bunun amacı kumaşa daha çekici bir görünüm kazandırmaktır.
Avrupa'da ilk basma fabrikaları XVII. yüzyılda İngiltere, Hollanda, İsviçre ve XVIII. yüzyılda Almanya'da kurulmuştur.Derinliğine gravüre edilmiş silindirle çalışan baskı makinasını 1785'te İngiliz Bell bulmuştur. Prensip olarak bugünkü rulo basma makinası ile aynıydı. 1834'te Fransız Perret kendi ismiyle anılan basma makinasını yapmış, Ruslar ve İngilizler 1930'da rulo basma makinasını geliştirmişlerdir (Kaya, 1988:30, Öztürk, 1988:4).
Film baskı yöntemi, rulo ve Perret yöntemlerinden farklıdır. Gazetelerde (gözenekli kumaş) basacak kısımların açık bırakılıp, diğer kısımların örtülmesiyle oluşan motiflerden, kumaş üzerine boyanın geçmesiyle oluşmaktadır. Japonlar'ın JU-ZEN baskısı diye tanınan bir yöntemden esinlenerek yüzyılımızın başında Amerika'da geliştirilmiş, Birinci Dünya Savaşı sıralarında Avrupa'ya geçmiştir. Önceleri elle uygulanan film baskıcılığı, zamanla mekanikleştirilerek, filmduruck otomatlarının çıkmasına yol açmıştır (Öztürk, 1988:5, Şengül, 2006:1).
1856'da W. Perkin'in ilk yapay boyarmaddeyi yapmasıyla başlayan büyük gelişme boyacı ve basmacılara yeni boyarmaddeler kazandırmış, doğal boyarmaddeler yerlerini kısa zamanda yapay boyarmaddelere bırakmıştır (Öztürk,
1988:5).
Yazmacılık ülkemizde bir halk sanatı olarak doğup gelişmiştir. Anadolu'da daha önceleri var olan yazmacılık, Türkler'in Anadolu'ya yerleşmesiyle, Türk sanat anlayışı ile yeniden yoğrulmuş, günlük yaşamda kullanılan birçok ev tekstili eşyaların desenlenmesinde (bohça, yorgan yüzü, yastık örtüsü, başörtüsü, vb.) kullanılmıştır. Günümüzde halen sadece Anadolu'ya hitap eden bir halk sanatı olarak belirli bazı yörelerimizde devam etmektedir.
Türk yazmacılık sanatına ait bu gün elimizde bulunan örnekler ; XVI., XVII., XVIII. ve XIX. yüzyıl Osmanlı dönemine ait örneklerdir. Halen yurdumuzun çeşitli yörelerinde yazma sanatı devam etmektedir.

Ülkemizde fabrikasyon yöntemiyle basmacılık, ilk rulo basma makinasının bulunmasından 150 yıl sonra, Sümerbank'ın 1937'de Atatürk'ün eliyle açılan Nazilli Basma Fabrikası'nda başlamıştır.
Günümüzde gerek iç piyasaya, gerekse ihracata yönelen tekstil fabrikalarımızda basmacılık önemli bir yer tutmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder