Sanatın gelişimindeki tarihi süreci bilmek, o sanat dalı hakkında en iyi ve en doğru yorumu yapma olanağını verir.
Giyim, kuşam ve süslenmenin doğuşu insanlar arası ilişkilerle birlikte başlamıştır ve toplumun en önemli gereksinimlerinden biri olmuştur. İnsanlar önceleri yalnızca doğanın olumsuz etkilerinden korunmak amacıyla giyinmiş, daha sonraları toplumun gelişimine göre değişim göstermişlerdir.
İlk insanların geliştirdiği basit dokuma tekniğinde; dikey iki çatal sopa üzerine yerleştirilen yatay bir sopanın uçlarına taş bağlanmış, çözgü iplikleri sarkıtılıp, atkı iplikleri el ile geçirilmiştir (İmer, 1987:1).
Giyim gereksiniminin karşılanabilmesi için ilk dokuma tezgahları yapılmış ve dokumacılık gelişmeye başlamıştır. Özbel, (1947:6) "...giyime ait dokumaları ince, bunların dışındakileri de kalın dokuma..." olarak adlandırmıştır. Asur ve Babil çağında yapılan bazı ilkel kumaşlar, ilkel yapıdaki tezgahların kısa sürede yapıldığına dair ipuçları vermektedir. Günümüzde " bezayağı örgü" dediğimiz " ...kumaş dokuma formundan hiç farkı olmayan ilk kumaşların hasır örme tekniğinden esinlenerek ortaya çıktığı iddia edilmektedir" (Ertem, 1988:1). Bu teknik zamanla gelişme göstererek M.Ö.4000 yıllarında dokuma tezgahı haline dönüşmüştür. Bu dönemlerde başlangıcı belli olmamakla birlikte, doğuda insan
gücüyle çalıştırılan tezgahlar bulunmaktaydı. Bunlar ilk yatay dokuma düzlemine sahiptiler. Dokumacılık özellikle Çin, Türkistan, İran, Afrika sahilleri, Avrupa'nın birçok yerinde ve Türkiye'de gelişmişti (Ertem, 1988:1, Aytaç, 1997:79).
Çeşitli literatürlere göre, Çin'de büyük gelişme gösteren ağızlık açma mekanizmaları, Avrupa'da M.S. III. yüzyıla kadar bilinmemekteydi. İlkel diyebileceğimiz jakar makinalarıyla karmaşık desenli kumaşlar hatta insan portresi bile dokunmuştur. Çin'in, tek ipek üreticisi olması bu gelişmede büyük rol oynamıştır. Doğu binlerce yıl dokumacılıkta üstünlük göstermiştir. Fakat bu süreç içinde dokuma tezgahlarında fazla gelişme olmamıştır (Aytaç, 1997:79,88).
Avrupa'da ise özellikle yünlü dokuma sanatında İngiltere öncü olmuştur. XII.yüzyılda İngiltere'de tezgahların standart bir tasarıml kullanıldığı ve tümüyle ağaçtan yapıldığı bilinmektedir (Ertem, 1988:2).
1733 yılında John Kay mekiğe tekerlek takarak basit bir mekanizmayla mekiğin fırlatılmasını sağlamıştır. Bu sistem sayesinde üretim artmıştır.İlk mekanik dokuma tezgahını Dr. Edmund Cartwright isimli bir İngiliz 1875'te geliştirmiş ve patentini almıştır. 1804'te Johnson ve Radcliff isimli iki İngiliz çözgü haşıllama makinasını icat etmişler ve mekanik dokumacılığının hızla yayılmasına yardımcı olmuşlardır. Bir delikli karton yardımıyla çalışan ilk otomatik ağızlık açma cihazı 1728'de Basılan Bouch tarafından bulunmuştur. 1728'de delikli karton zincirini kullanmıştır. Bu sistemler zamanla gelişmiş ve 1801 yılında J.M. Jacquard, kendi ismiyle anılan jakar makinasını icat etmiştir (Ertem,1988:2, Aytaç,1997:79,
Alpaslan,1989:1).
İlk mekik değiştirme cihazı J.P. Reid ve T. Johnson tarafından 1835'te yapılmış ve çok renkli atkı yapma olanağına kavuşulmuştur. 1868'de ise Hacking , tam tahrikli değiştirme mekanizmasını piyasaya sürmüşür.Mekanik tezgahla ilgili en önemli icadı 1867'de Hattersley ve Simith, Keighley armürünü gerçekleştirmişlerdir. Jakar sistemi kadar geniş bir desenleme olanağı bulunmayan bu sistem ondan daha hızlı çalışmaktaydı (Ertem, 1988:3).
İngiliz R. Roberts 1822'de, o ana değin bütün gelişmeleri bir araya getirerek o devrin en gelişmiş dokuma makinasını ortaya koymuştur. J. H. Northop yapımına İngiltere'de başladığı otomatik masura değiştirme sistemini Amerika'ya göç ettikten sonra 1894'te tamamlamıştır. Bu dokumacılık tarihinin en önemli icatları arasındadır.İlk ticari kutu tipi magazinleri İsviçre'de George Fischer firması tarafından 1958'de imal edilmiştir. Atkının, hava jeti ile atılabileceği ilk kez1914'te düşünülmüş, ticari önem kazanması ise 1980 yıllarında olmuştur (Ertem, 1988:3, Alpaslan, 1989:1).
1898'de, atknın kancalarla atılabileceği düşünülmüş, 1925'te Gabler, 1930'da Devas tarafından geliştirilmiştir. Mekikçikli dokuma Makinasını, 1953'te Sulzer piyasaya sürmüştür. Günümüzde ise bu sistemin yanı sıra sert ve esnek kancalı, hava su jetli atkı atma sistemleri kullanılmakta bir yandan da gelişimini sürdürmektedir
(Ertem, 1988:4).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder